|
| | Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
NaShit Kurucu
Mesaj Sayısı : 148 Nerden : ADANA Lakap : SatiRist Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 18/3/2008, 19:50 | |
| INTERNATIONAL MONETARY FUND (IMF) (Uluslararası Para Fonu) IMF Öncesi Dünya Finans Piyasaları Uluslararası finans tarihine bakıldığında, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren para ve finans piyasaları alanında önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Bu alanda belli standartlar getirilmeye çalışılmış ve döviz kuru rejimleri ile ilgili uluslararası ölçekte bazı düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Bu anlamda uluslararası para ve finans piyasaları açısından üç önemli gelişmenin, buna bağlı olarak da üç farklı dö¬nemin ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar: Altın standardı sistemi dönemi, Bretton Woods sistemi dönemi ve Bretton Woods sonrası sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sistemlerin ilki İngiltere, son ikisi ise ABD'nin öncülü¬ğü ve kontrolünde gerçekleşen ve uygulanan sistemlerdir. 1- Altın Standardı Sistemi Dönemi Uluslararası piyasalarda altın standardı sistemi 1870-1914 döneminde uygulanmıştır. Altın standardının uygulandığı ülkelerde bu metal tek değer ölçütü olarak kabul edilmiştir. İngiltere'nin öncülüğünde kurulan bu sistemde, parasını, onu elinde bulunduran ülkeler istedi¬ğinde, İngiltere altın karşılığında sabit bir fiyat¬tan değiştirmeyi garanti etmiştir. İngiltere'den sonra bu sistemi Almanya, Japonya ve ABD uygulamıştır. Yirminci yüzyılda, iki dünya savaşı arasındaki dönemde ekonomik gücünü kaybeden İngiltere'yi izle¬yen ülke olmadığı için bu standardın uygulandığı söylenemez. Osmanlı Devleti'nde 1879 yılma kadar bimetalizm denilen çift metal (altın ve gü¬müş) sistemi uygulanmıştır. Bu tarihte çıkarılan Meskûkât Kararnamesi ile klasik bimetalizmden topal bimetalizm denilen sisteme geçilmiştir. Altın standardı sisteminde; merkez bankaları paranın, altın fiyatının tespit edilen düzeyde tutulması esasına dayanmaktaydı ve bu amaçla da merkez bankalarının yeterli altın rezervi bulundurmaları gerekmekteydi. Bu standartla amaçlanan, dünya para ve finans piyasalarındaki genişle¬meye bir sınır getirmek ve böylece ortalama fiyat düzeyinde bir istikrar sağlamaktı. Dünya fiyat istikrarında bir başarı sağlandığı konusunda ge¬nel bir konsensüs olmakla birlikte altın ve diğer malların göreceli fiyatla¬rındaki değişimlerin sonucu olarak iç fiyatlarda büyük dalgalanmalar bu dönemin temel özelliği olmuştur. 2- Bretton Woods sistemi dönemi İkinci dönem olan Bretton Woods siste¬minde ise inisiyatif ABD'nin elinde olmuştur. İkinci Dünya Savaşı'nı müteakip ABD'nin öncülüğünde gerçekleştirilen toplantılar sonu¬cunda 20 Temmuz 1944'te Bretton Woods Anlaşmaları imzalanmış ve sistem bu adla ad¬landırılmıştır. Bu yeni sistemin temeli sabit kur rejimine dayanıyordu. Bretton Woods sisteminde üye ülkelerin paralarının dolara göre dalga¬lanması artı-eksi bir marj ile sınırlandırılıyor ve dolar bazında altın fiyatı da sabitleniyordu. Bu sisteme üye ülkeler rezervlerinde ABD dolan ve altın tutmakta ve istedikleri zaman 1 ons'unu 35 dolardan olmak üzere ABD'den istedikleri kadar dolar alabilmekteydiler. ABD'nin bunu taahhüt etmesiyle bir anlamda ABD Merkez Bankası (FED) dünya merkez bankası konumu¬na geliyordu. Buradaki altı çizilmesi gereken nokta, ABD'nin kendi parasının arzının da altına bağlı olması, dolayısıyla istediği gibi para arzıyla oynayamamasıdır. Bu denge, uluslarara¬sı para ve finans piyasalarının istikrarı açısından son derece önemliydi. Bu sistemde ABD, daha önceki altın standardı sisteminde İngilte¬re'nin oynadığı rolü oynamıştır. 3- Esnek Kur Sistemi Bretton Woods Sistemi'nin, ABD başkam Nixon'un Ağustos 1971'de 'Yeni Ekonomik Politika'yı ilan etmesine kadar, planlandığı şekliyle devam ettiği söylenebilir. Ancak bu tarihten sonra sistem teme¬linden değişmeye başlamış ve 1973'te ABD'nin doları altın ile değiştirme yükümlülüğünü feshettiğini dünyaya ilan etmesiyle Bretton Woods siste¬mi sona ermişti. Neticede, günümüze kadar devam eden üçüncü dönem başlamış oluyordu. Böylece üçüncü dönemde sabit kur yerine esnek kur rejimi uluslararası para ve finans piyasalarında temel oluşturmaya başladı. Bu kısa tarihçeye değinmemizin temel nedeni uluslararası para ve finans piyasalarındaki gelişmelerin son 50 yılında, ABD merkezli olmak üzere IMF'nin en önemli rolü oynayan kuram olduğu gerçeğini belirginleştirmektir. Bu sistemde, bir ülkenin dış ödemeler dengesi, döviz kurları aracılığıyla sağlanacağından, dış ödemeler dengesinin açık ya da fazla vermesi söz konusu olmayacaktır. Örneğin dış ödemeler dengesi açık veriyorsa, döviz talebi (yani ithalat) döviz arzından (yani ihracattan) daha fazla olacağından, döviz kuru yükselecektir. Döviz kurunun yükselmesi bu defa ithalatın azalmasına ve ihracatın artmasına neden olacaktır. Döviz kurundaki yükselme, dış açık ortadan kalkana kadar devam edecektir. Esnek kur sistemi serbest piyasa mekanizmasının dövize uygulanmış şeklidir. Akademisyenler açısından ilgi çekici olan bu sınırsız değişken kur sistemine uygulayıcılar; örneğin dış ticaret firmaları, mali yöneticiler, dış yatırımcılar ve hükümetler pek sıcak bakmamaktadır. Sistemin lehinde ve aleyhinde pek çok görüş vardır. IMF’nin Kuruluşu Bretton Woods antlaşmalarıyla kurulan ikinci uzmanlık kuruluşu Uluslararası Para Fonu {International Monetary Fund-IMF) olmuştur. Dünya Bankası ve IMF bu yüzden "Bretton.Woods İkizleri" olarak anılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sürerken önce İngiltere ve ABD arkasından da Fransa ve Kanada yeni uluslararası para sistemine ilişkin planlar yayınlamıştı. İngiltere ve ABD kendi planlarını SSCB'ye; de danıştıktan sonra 21 Nisan 1941 tarihinde açıklamışlardı. Bu çalışmalar daha sonra Haziran 1944 tarihinde New Jersey'de tartışılmış ve sonuçları Bretton Woods'da Temmuz 1944'de yapılan uluslararası konferansa sunulmuştur ve kabul edilmiştir. Uluslararası Para Fonu'nun doğuşu 1870'lerden M930'lara kadar uzanan Altın Standardı Sistemi'ne kadar uzanmaktadır. Sistemin temelinde yatan, Mer¬kez Bankasının yürürlükte olan kağıt parayı kanunla tespit edilmiş bir parite üzerinden altın ile değiştirmesidir. Türkiye dahil olmak üzere 44 ülkenin katılmış olduğu Bretton Woods Konferansı sonucunda, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki uluslararası para sistemlerinin esasları kabul edilerek bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma ile dünya çapında önemli yerleri olan Dünya Bankası (World Bank-WB) ve Uluslararası Para Fonu (International Monetary Found-IMF) kurulmuştur. Banka, faaliyetlerine Haziran 1946'da, Fon ise finansal işlemlerine Mart 1947'de başlamıştır. Bretton Woods'ta toplanan 44 ülke temsilcisinin vardığı mutabakat gereği Aralık 1945'te 29 ülkenin imzasıyla Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-JMF) kurulmuş¬tur. Aynı yılın Mayıs ayında 12 icra direktöründen oluşan yönetim kurulu ABD'nin Washington kentinde açılış toplantısını gerçek¬leştirerek faaliyetine başladı. Fransa Mayıs 1947 yılında IMF'ten kaynak kullanan ilk üye ülke oldu. Eylül 1967'de IMF Guvernörler Kurulunda Özel Çekme Haklan (Special Drawing Rights- SDR)'nın oluşturulması onay¬landı. Bu onay, o dönemde küresel bir likidite sorunu olarak algılanan duruma karşılık olarak verilmiş, SDR ana rezerv olarak düşünülmüştür. IMF uluslararası para ve finans piyasalarında ortaya çıkabilecek dengesizlikleri gidere¬cek tedbirler alacak, ayrıca üye ülkelerde dış ödeme güçlükleri ortaya çıkması durumunda bu sorunların çözümüne katkıda bulunacaktı. Bu amacı gerçekleştirmek amacıyla IMF'nin orga¬nizasyonunda fonksiyonlarım yerine getirmek üzere çeşitli birimler ve yetki kurumlan oluştu¬rulmuştur. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bretton Woods sisteminin devreye girmesi ve IMF'nin kurulmasıyla birlikte, altın ve gümüşün tedavülden kaldırılması yönünde önemli bir adım atılmış oldu. Böylece daha önce altın karşılığına bağlı olarak rezervlerini artırabilen üye ülkeler, bundan böyle dolar rezervine bağlı olarak ulusal rezervlerini artırma imkânına kavuşmuş olmaktaydı. Bu karar aynı zamanda doların dünya para ve finans piyasalarındaki etkinliğini artırması yolunda önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Amaçları: Bretton Woods Antlaşmasının IMF ile ilgili kısmını oluşturan maddelerden 1. Madde'de Fonun amaçları belirtilmektedir. Bu amaçlar; • Uluslararası parasal sorunlar üzerinde işbirliği ve danışmaya aracılık etmek amacıyla sürekliliği olan bir kurum kanalıyla uluslararası parasal işbirliğini kur¬mak, geliştirmek ve teşvik etmek. • Ekonomik politikanın temel amaçları olarak bütün üye ülkelerde üretken kaynakların geliştirilmesine, yüksek istihdam ve reel milli gelir düzeylerinin korun¬ma ve geliştirilmesine katkıda bulunmak ve uluslara¬rası ticaretin dengeli bir şekilde büyüyerek yaygınlaş¬masına imkan sağlamak. • Kambiyo istikrarını sağlamak amacıyla üye ülkeler arasında düzenli kambiyo ilişkilerini sürdürmek, rekabetçi kambiyo ayarlamalarını önlemek ve daha önce rekabet zihniyeti ile konulmuş bazı kambiyo şartları¬nın yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmak. • Dünya ticaretinin büyümesine engel oluşturan kam¬biyo kısıtlamalarını ortadan kaldıracak ve üye ülkelerin karşılıklı ilişkilerini düzenleyecek şekilde çok uluslu ödemeler sisteminin kurulmasına yardımcı olmak, • Ödemeler dengesinde ortaya çıkabilecek geçici bo¬zulmaları gidermek amacıyla üye ülkelere fon kaynaklarını kullanabilme imkanı sağlamak ve üye ülke¬lerin uluslararası ticaret ve karşılıklı refahı bozacak önlemlere başvurmalarını engellemek. • Yukarıda belirtilmiş olan amaçlara paralel olarak üye ülkelerin uluslararası ödemeler dengelerinde meydana gelebilecek dengesizliklerin derecesini azaltmak ve süresini kısıtlamak olarak belirtilmektedir. Asıl amaç, son maddede belirtilmiş olup bu amacı gerçekleştirebilmek için IMF, dış ödeme güçlükleri ile karşı karşıya kalan üye ülkelere gerekli kaynak yardı¬mında bulunacak, döviz kurlarında istikrarı özendirecek ve üyelerin rekabetçi devalüasyonlara yönelmelerine engel olacaktır. Böylece IMF'nin temel amacı; uluslararası refahın yükseltilmesi için uluslararası ticaret ve işbirliğinin arttırılmasını engelleyecek mekanizmaların oluşmasını önlemek olarak anlaşılmaktadır. IMF’nin Yeni Dönemdeki ( Bretton Woods’dan sonraki ) Amaç ve Fonksiyonları: Uluslararası para sistemini gözetlemek ve üyelerinden tutarlı ve kalıcı ödemeler dengesi politikası izlemelerini istemek gibi genel bir görevi olan IMF'nin yeni dönemdeki (Bretton Woods'dan sonraki) fonksiyonları maddeler halinde şu şekilde sıralanmıştır; • Ekonomik istikrarsızlığı ve dış açığı olan ülkelere kısa vadeli kredi sağlamak, • Uluslararası parasal ilişkilerin düzenli ve uyumlu bir şekilde gelişmesini gözetlemek, • Üye ülkelerdeki makro ekonomik ve yapısal uyum politikalarına destek olmak, • Üye ülkeler arasında daha liberal dış ticaret politikalarının kabulünü özendirmek, • Dış ticaret ve kambiyo rejimlerinin liberalizasyonu ve rasyonelleştirilmesi gibi konularda teknik açıdan yardım yapmak ve eğitim hizmetleri vermek, • Üye ülkelerin uluslararası ticari bankalara veya resmi kuruluşlara olan ve ödenemeyen borç sorununun giderilmesine aracı olmak, yeni ödeme planları ile borç ertelemesini içeren anlaşmalar hazırlamaktır. Özetle belirtmek gerekirse IMF, dış ödeme güçlüğü çeken ülkelere kredi açarak onların dış dengeyi sağlamalarına yardımcı olur ve uluslararası para sisteminin dengeli bir şekilde işlemesine katkıda bulunur. IMF’nin Organizasyon Yapısı IMF'nin organizasyon yapışma bakıldığında aşağıdaki kurumsal yapı karşımıza çıkmaktadır; • Guvernörler Kurulu • Yönetim Kurulu: 24 Direktör • Başkan ve Başkan Yardımcıları (3 kişi) • Uzman Personel • Uluslararası Parasal ve Finansal Komite • Kalkınma Komitesi
En son NaShit tarafından 18/3/2008, 19:57 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | NaShit Kurucu
Mesaj Sayısı : 148 Nerden : ADANA Lakap : SatiRist Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 18/3/2008, 19:51 | |
| Guvernörler Kurulu: IMF'nin en yetkili organı Guvernörler Kurulu'dur. Bu Kurul genellikle üye ülkelerin Maliye Bakanları ya da Merkez Bankası Başkanlarından oluşmaktadır. Guvernörler Kurulu, yıllık raporu ve hesapları onaylayıp, Başkanını ve her iki yılda bir atama dışında kalan Yönetim Kurulu Üyelerini seçmektedir. Her ülkenin bir üye ile temsil edildiği Guvemörler Kurulu yılda bir kez toplanmaktadır. Üyeler genellikle ilgili ülkenin Ekonomi Bakardan veya Merkez Bankası Başkanları olmakta ve her temsilcinin alınacak kararlarda oy hakkı bulunmaktadır. Ancak temsilcinin oyunun ağırlığı ülkesinin kota payına bağlı olmaktadır. Ülkelerin kota paylan, ABD %17.5, Japonya % 6.3, Almanya % 6.2, İngiltere % 5.1, Fransa %5.1 ve diğer ülkelerinki ise % 60.1 şeklinde sıralanmaktadır. Türkiye'nin kota payı % 0.46'dır. Bütün önemli kararların alınmasında % 85'lik oy çokluğu gerekmektedir, Dolayısıyla % 17.5'lik oy ağırlığına sahip olan ABD'nin onay vermeyeceği hiçbir kararın yürürlüğe giremeye¬ceği aşikârdır. Bu bakımdan IMF tüzüğünde resmen yer almasa da, ABD'nin IMF karar alma mekanizmasında de facto veto hakkına sahip olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir. Her ne kadar Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin birlikte hareket etmesi durumunda de facto veto haklan bulunsa dahi, IMF kararlarında hâkim ülkenin ABD olduğu açıktır. Üye ülkelerin kotaları IMF'nin kaynaklarına temel katkı niteliği taşımaktadır. Kotaları belirleyen temel faktörler ise ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası, Merkez Bankası Rezervleri ve ülkenin uluslararası ticaret hacmidir. Yönetim Kurulu: 24 Direktör: Yönetim Kurulu, icra organı olarak Guvemörler Kurulu'nun devretmiş olduğu yetkileri kullanan ve günlük işleri yürüten karar organıdır. Buradaki 24 direktörün 5'i Fon'a en çok katkıda bulunan aynı zamanda en çok kotaya sahip olan ABD, Japonya, Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından atanır. Türkiye, Yönetim Kurulunda Belçika, Avusturya, Macaristan, Lüksemburg, Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Beyaz Rusya ve Kazakistan ile birlikte temsil edilmektedir. Başkan ve Başkan Yardımcıları (3 kişi): IMF Başkanı ise Yürütme Kurulu tarafından atanır. IMF'nin günlük işlerinin yürütülmesinden sorumlu olup, yönetim kuruluna başkanlık etmektedir. Ancak, oylarda eşitlik hali dışında, bu kurulda oy kullanma hakkı yoktur. IMF’nin şu anki başkanı Fransız Dominique Strauss-Kahn’tır. IMF’nin Mali Yardım Politikasının İşleyişi: IMF, elindeki mali kaynakları Fonun politikalarına uygun olarak talepte bulunan üyelerine tahsis ederek, onların karşılaştıkları ödemeler dengesi açıklarını finanse eder. Fondan borçlanma bir ülke parasının diğer ülke parasıyla değiştirilmesi veya kendi parası karşılığında diğer bir ülkenin parasının satın alınması şeklinde olur. Ayrıca, üye ülkeler Fondan SDR alarak borçlanabilirler. IMF normal olarak üyelerinin kısa vadeli dış ödeme açıklarını finanse eder. Diğer bir deyişle Fon kredileri genelde kısa vadelidir. Fakat dış dengesizliği gidermek için ekonomide yapısal bir değişiklik ve uyum gerektiği zaman orta vadeli kredi de sağlar. Ödemeler dengesi sıkıntısına giren bir üye ülke IMF kaynaklarını kullanmak istediğinde, bu imkan kadar kendi milli parasını ve bu miktarı içeren bir taahhütna¬meyi IMF'ye verir. Fon da bu taahhüde karşılık üye ülkenin ihtiyaç duyduğu döviz cinsinden gerekli miktarı üye ülkeye tahsis eder. Eğer üye ülke Fon kaynaklarını taksitlendirme çerçevesinde kullanmakta ise, her taksitlendirmeden önce bu taahhüt işlemi yenilenir. Böylece Fon üyesi ülke, ihtiyaç duyduğu dövizi kullanmış (purchase) olur. Geri ödenme sırasında ise tersine olarak, üye ülke kullandığı dövizi geri öder, sonra da kendi milli parasını ve düzenlenmiş olduğu taahhüt senedini geri alır. Bu işleme de geri ödeme (repurchase) denir. IMF imkanlarından yararlanmak isteyen üye ülkeler bazı şartları yerine getirmek durumundadırlar. Genellikle şartların gerçekleşmesi ile üyeler IMF imkanlarından yararlanırlar. Bu şartlar; • Üye ülkenin uygulayacağı ekonomik programa ilişkin olarak IMF'ye niyet mektubu vermesi, • Destekleme veya süresi uzatılmış düzenleme yapılması, • IMF tarafından üye ülkenin uymak zorunda olacağı performans kriterlerinin belirlenmesi, • Kullanılacak imkanın taksitlendirilmesi, • Üye ülkenin kullanacağı miktar kadar kendi parası cinsinden bir taahhüt senedini IMF'ye vermesi, • Üye ülke uygulamasının zaman içinde gözden geçirilmesidir. IMF'ye makroekonomik dengeleri ve ödemeler dengesi bozulmuş ülkeler başvurmaktadır. IMF de bu makroekonomik dengesizlikleri giderici program önerilerinde bulunmaktadır. Kuruluşundan bu güne kadar IMF, Türkiye'nin dışında başka bir çok ülkenin istikrarsızlığını gidermek amacıyla ekonomik programlar hazırladı. Genelde IMF'in müdahil bulunduğu ülkelerde makroekonomik dengesizliklerin temelinde toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlikler bulunmakta, buna bağlı olarak cari işlemler açığı artmakta ve sonuçta finansal dengeler sürdürülemez bir hal almaktadır. IMF bu soruna çok yalın ve basit bir çözüm önermektedir: Büyüyen cari işlemler açığının dışarıdan finanse edilememesi halinde, kasa vadede makroekonomik dengeyi sağlamanın tek yolu sıkı para ve maliye politikalarıyla toplam talebi düşürmektir. IMF'in uzun vade için önerdiği çözüm; dünya pazarlarının bütünleşmesinin tüm ülkelerin yararına olduğu varsayımı doğrultusunda, mal ve para akımları üzerindeki kontrolleri kaldırarak dışa açık bir ekonomi oluşturmaktır.
IMF'nin her ülke için önerdiği standart değişmez temel önerileri aşağıdaki unsurları içermektedir; • Enflasyonun artış hızının düşürülmesi için para arzının kontrolü (Merkez Bankasının sıkı para politikası uygulaması) • Kamu kesimi açıklan ve borç stoğunun azaltılması için kamu harcamaları azaltılırken gelirlerin artırılması ve faiz dışı fazla verilmesi (Sıkı maliye politikası) • Ödemeler dengesi açığının kapatılması için yerli paranın yaban¬cı para karşısındaki değerinin düşürülmesi (Devalüasyon) • Dış ticaret, sermaye hareketleri ve iç fiyatlar üzerindeki kısıtla¬maların kaldırılması (Dünya ile ekonomik entegrasyon) IMF bu politikaları önerdikten sonra ilgili ülkede bu çerçevede bir ekonomik reform programı hazırlanmakta ve hazırlanan reform programı ilgili ülke hükümetlerince uygulamaya geçirilmektedir. IMF bu uygulamaları, stand-by düzenlemeleri, performans kriterleri, program gözden geçirmeleri ile yönlendirmekte ve kontrol etmektedir. IMF ile İlgili Kavramlar Özel Çekme Hakkı (SDR): Özel Çekme Hakkı (SDR), 1969 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından, uluslararası rezervlerin desteklenmesi için yaratılan bir hesap birimidir. Başlangıçta, Özel Çekme Hakkı’nın değeri altına endeksli olarak belirlenmiştir. Mevcut durum itibariyle Özel Çekme Hakkı’nın değeri, küresel ekonomik sistemde önemli yer tutan ülkelerin (ve bölgelerin) para birimlerinden oluşan bir sepet esas alınarak belirlenmekte ve söz konusu sepetin bileşimi her 5 yılda bir gözden geçirilmektedir. SDR sepetinin bileşimine yönelik en son karar 1 Ocak 2001 tarihinde alınmış ve bu kapsamda SDR sepetinin, 0.4260 Euro , 21 Japon Yeni, 0.0984 İngiliz Sterlini ve 0.577 ABD Doları’ndan oluşmasına karar verilmiştir. Niyet Mektubu: Ülkelerin dış ödemelerini dengelemek ve sürdürülebilir ekonomik büyüme koşullarını sağlamak için bazı ekonomik uyum politikalarını uygulamaya koyması gerekebilir. Bu koşullar altında ödemeler dengesi problemlerinin çözümüne ve sürdürülebilir büyüme ile parasal ve finansal istikrarı tesis etmeye yönelik bir dizi hedef ve politikalar üye ülke hükümetleri tarafından IMF Başkanı’na hitaben yazılan Niyet Mektuplarında (Stand-by ve Ek Rezerv İmkanı düzenlemeleri için) belirtilir. Niyet Mektupları bir anlaşma metni ya da müeyyideler içeren bir sözleşme değildir. Dolayısıyla ülkeleri hukuki yükümlülük altına sokmamaktadır. Niyet Mektupları hükümetlerin izleyeceği politikaları IMF ile ilişkileri yürütmekten sorumlu yetkililer (genellikle bir Bakan ve Merkez Bankası Başkanı) aracılığıyla IMF İcra Direktörleri Kurulu’na ilettiği metinlerdir. Söz konusu politikalar adı geçen Kurulca değerlendirilerek IMF’nin mali desteği konusunda bir karar verilir. Ülke Kotası: Bir ülke IMF’ye üye olduğunda ekonomisinin diğer üye ülkelere mukayeseli durumuna göre bir kota belirlenmektedir. Kotalar genellikle her beş yılda bir gözden geçirilmekte olup, kota değişiklikleri belirlenirken ülkelerin cari işlemleri, GSYİH ve resmi rezerv düzeyi gibi iktisadi faktörler dikkate alınmaktadır. Bir ülkenin oy gücü IMF’deki kotasına göre belirlenmektedir. 2004 yılı sonu itibariyle IMF’nin toplam kotası 213.478 milyon SDR olup, ülkemizin kotası 964 milyon SDR’dır. Stand-by Düzenlemesi: Stand-by Düzenlemesi, en sık kullanılan Fon mekanizmalardan biridir. Genellikle 1-3 yıllık bir süreyi kapsayan Stand-by düzenlemelerinde, IMF kaynaklarının kullanımı belirli şartlara bağlanmıştır. Kredi kullanan ülke, IMF İcra Direktörleri Kurulu’na sunduğu Niyet Mektubunda ödemeler dengesi problemlerini makul bir süre içerisinde düzeltmeyi amaçlayan politikaları uygulayacağını taahhüt eder. Böylelikle, IMF kaynaklarını kullanan ülkelerin, ekonomilerindeki yapısal sorunları çözerek borçlarını ödeme kapasitelerini artırmalarının temin edilmesi amaçlanmaktadır. Stand-by Düzenlemeleri sadece gelişmekte olan ülkelerin kullandığı bir mekanizma olmayıp, bir çok sanayileşmiş ülke de geçmişte bu mekanizma ile Fon kaynaklarından yararlanmıştır. Türkiye-IMF İlişkileri: Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunların artması, bu¬na karşılık IMF'nin ödemeler bilançosu dengesinde sıkıntı çeken ülkelere yardım ediyor olması, Türkiye'nin bu kuruluşa girme isteğini artırmıştır. Fona üye olmak için de paranın değerinin diğer paralar karşısında düşürülmesi düşüncesi yerleşmiştir. Dönemin hükümeti 7 Eylül 1946'da Türk Lirasının değerini, 1 Dolar = 1.31 TL'den 1 Dolar = 2.80 TL'ye düşürerek ve değerini kendisi tespit etmiş olarak Fona giriş işlemlerini gerçekleştirmiştir. Türkiye 11 Nisan 1947 yılında 43 milyon dolar kota ile IMF'ye üye olmuştur. Türkiye makroekonomik alanda ve ödemeler dengesinde ortaya çıkan sıkmalardan dolayı bu güne kadar bir çok defa MF'ye başvuru yapmış ve antlaşmalar imzalamıştır. Türkiye MF'ye üye olduğu tarihten gü¬nümüze değin 18 istikrar antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşmalara rağmen IMF programlarının uygulandığı dönemlerde makroekonomik dengenin sağlanması, enflasyonun düşürülmesi, ödemeler bilançosunun düzeltilmesi gibi hedeflerde kalıcı istikrar sağladığını söylemek güçtür. Gerçekte IMF, kendisine başvuruda bulunan ve antlaşma sonucunda IMF programının uygulandığı ülkede para ve dış ödemeler dengesizliklerden kaynaklanan sorunların çözümlenmesini amaçlamaktadır. Bu amacın gerçekleştirilmesinde IMF'nin en önemli rolü dış kaynak sağlanması konusundaki desteğe bağlı olmaktadır. Bu tür ülkelerin parasal ve finansal dengeyi sağlamak üzere iç piyasadan kaynak sağlamaya yönelmeleri maliyetleri yükseltmekte, sonuç itibariyle bu ülkeleri IMF'ye müracaat etmek zorunda bırakmaktadır. Türkiye de bu durumlarda IMF'ye müracaat etmiş ve IMF kredisine bağlı olarak önerilen programlan uygulamıştır. SONUÇ IMF ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin öncülüğünde kurulan ve uluslararası para ve finans piyasalarında istikrar sağlamayı amaçlayan bir kuruluş olarak ortaya çıkmıştır. Yirminci yüzyılın ortalarından sonlarına kadar üye ülkelerin özellikle makroekonomik denge¬sizlik ve ödemeler dengesine bağlı olarak ortaya çıkan sorunlarına dışarıdan katkı ve bu sorunların çözümünde gerektiğinde finansal destek sağlama konusundaki fonksiyonuyla ön plana çıkan uluslararası bir kurum olmuştur. Ancak bu fonksiyonunu yerine getirmesi belli şartlara bağlı olmuştur. Bir çok üyesi gibi Türkiye de üye olduğu tarihten bu güne kadar bir çok defa IMF'nin kaynaklarını kullanmıştır. Bu kaynakların kısa dönemdeki sıkıntıları gidermesine rağmen orta ve uzun dönemde ekonomideki kalıcı ve yapısal sorunlara ne derece çözüm getirdiği konusu tartışmalıdır. Türkiye'de özellikle son dönemlerde IMF ile yapılan antlaşmalar sonucunda uygulamaya konulan ekonomik istikrar programlarının değişik nedenlerden dolayı amaçlanan hedeflere ulaşamadığı bilinmektedir. Esas itibariyle son zamanlardaki en önemli konu kamunun borç yükü ve bu borcun çevrilebilme sorunu olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'nin uzun zamandan beri gelirharcama dengesini kuramadığı ve ürettiğinden çok tükettiği açıktır. Dünyada, ürettiğinden çok tüketen toplumların karşılaştığı sorun genellikle aynı olmaktadır. Ancak Türkiye'deki özel ve kamu sektörünün borç toplamı gayri safi yurt içi hasılayı aştığından ve buradaki borç yükünün önemli bir bölümü kamu borcu olduğundan dolayı durumun ciddiyeti büsbütün artmaktadır. Bu borcun çevrilebilmesi kolay değildir, çünkü Türkiye'deki reel fa¬izler çok yüksektir. Reel faizlerin yüksek oluşu Türkiye'yi ister istemez dış piyasalara yönlendirmektedir. Dış piyasaya yönelince de hükümetler için ilk akla gelen kurum IMF olmaktadır. Burada IMF'ye başvuruyu yapan ve borç talep eden Türkiye, finansal desteği sağlayan ise IMF olmaktadır. Böyle olunca Türk toplumunda çok iyi bilinen bir özdeyiş akla gelmektedir: "parayı veren düdüğü çalar". IMF'ye yönelik olarak yapılan eleştirilerin haklı taraftan bulunmakla birlikte, esas sorunun Türkiye'nin kendisinden kaynaklandığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekmektedir. Türkiye'nin kendi kaynaklarıyla makroekonomik dengesizlikleri giderme konusundaki kararlılığı ötelendikçe bu alandaki tartışmaların sonu gelmeyecektir. Başta IMF ile ilişkiler olmak üzere Türkiye'nin "taşıma suyu ile değirmen dönmez" gerçeğinden hareketle kendi kaynaklarına dayalı bir istikrar ve ekonomik kalkınma modelinde karar kılması ve ekonomik alandaki tedbirlerini buna göre alması tartışmanın son bulması için zorun¬lu gibi görünmektedir. Hazine müsteşarlığı, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu IMF’ye olan 23,5 milyar dolar borcunun 27 Ocak 2006 tarihi itibariyle 14,7 milyar dolara indiğini açıkladı. Türk Hazinesi bu dönemde, IMF'den 8 milyar 391 milyon dolar borç alırken, ana para ve faiz olmak üzere 25 milyar 568 milyon dolar borç ödemesi yaptı. Böylece Türkiye son 4 yılda 17 milyar 177 milyon dolar net borç ödemesi yaparak, ilk defa IMF'den aldığı borçtan çok daha fazlasını ödeyen bir ülke konumuna geldi. | |
| | | bertug Yönetici
Mesaj Sayısı : 107 Nerden : Balıkesir Lakap : berkut Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 18/3/2008, 20:03 | |
| çok güzel olmuş naşit eline sağlık | |
| | | constantine Yönetici
Mesaj Sayısı : 108 Nerden : muğla Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 22/3/2008, 15:24 | |
| aga cok ıyı yapmıssın alırız burdan ya harbıden admınlere calısıyo ya | |
| | | sellcuk Seviye 1
Mesaj Sayısı : 46 Yaş : 37 Nerden : Ankara Lakap : uzun Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 4/4/2008, 00:36 | |
| süper walla.. inşallah dewmı gelir.. bide vize sorularını bulup forumda yayınlarsak forum tavan yapar | |
| | | me$ut
Mesaj Sayısı : 6 Nerden : izmir Kayıt tarihi : 18/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 4/4/2008, 03:11 | |
| ama olmazki ödevi ben hazırlıyom teşekkürler nashite geliyooo yok mu bana teşşekür yaw.. walla alırım ödevi siteden. şikayet ederim haaa:)) akıllı olun | |
| | | me$ut
Mesaj Sayısı : 6 Nerden : izmir Kayıt tarihi : 18/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 4/4/2008, 03:13 | |
| ayrıca bişey daha sölicem herkes hazırladığı ödevi burada paylaşırsa daha iyi olurr... özellikle Uluslararası Örgütlerde konu anlatan herkesi bulup ödevine elkoyalım | |
| | | romeo PATRON
Mesaj Sayısı : 129 Nerden : ANKARA Lakap : junior Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 11/4/2008, 05:24 | |
| harbiden mesut doğru söylüyo...arkadaslar naşitin ne kadar emeği geçtiyse mesutun emin olun 2 kat emeği geçmiştir...ikinizinde ellerine sağlık.... | |
| | | Twob@ Forum Canavarı
Mesaj Sayısı : 246 Yaş : 40 Nerden : Mersin Kayıt tarihi : 21/04/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 23/4/2008, 11:11 | |
| walla arkadaşlar gerçekten çok güzel işler çıkarmışsınız bu siteyi düşünüp kuranların ve böle kayde değer bilgileri paylaşan herkesin emeğine ve fikrine sağlık...saolun | |
| | | sellcuk Seviye 1
Mesaj Sayısı : 46 Yaş : 37 Nerden : Ankara Lakap : uzun Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) 25/4/2008, 15:16 | |
| walla hepinize teşekkürler. bu ödewi yapan we bu ödewi bizimle paylaşma olanagı sağlayanlara özellikle teşekkürler | |
| | | | Uluslararası Örgütler - IMF (Mesut ÇAKAN) | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|